Emniyet Genel Müdürlüğü’nün yıllık faaliyet raporuna göre Türkiye’de her gün 234 ve her saat 10 ev soyuluyor.
Sadece 2011’de toplam 89 bin 349 evde hırsızlık vakasının yaşandığı ülkemizde, hırsızlar akla gelmedik yöntemlerle sadece sıradan konutları değil, güvenlik elemanlarıyla korunan siteleri dahi tehdit ediyor. Özellikle ihmal ve doğru sanılan yanlışlar nedeniyle yaşanan ve ev sahiplerinin travmalar yaşamasına neden olan soygunların önüne geçilmesinde en önemli görev ise yine ev sahiplerine düşüyor. Güvenlik şirketi Pronet, güvenlikte doğru sanılan yanlışlar konusunda toplumu bilinçlendirerek ihmallerin önüne geçmenin ve böylece daha güvenli bir yuvaya sahip olmanın mümkün olduğuna dikkat çekiyor.
Yumurtayla Ev Soyuyorlar
Hırsızlar ev sahiplerini her gün yeni bir yöntemle tehdit ediyor. Soyguncuların son olarak geliştirdiği yöntem, evlere yumurta atmak. Hırsızlar yumurtayı ev sahibinin görebileceği bir noktaya atıyor ve bir süre beklemeye başlıyor. Yumurta artıklarının birkaç gün boyunca temizlenmediğini gören hırsızlar, evde kimse olmadığını düşünüp evlere giriyor. Güvenlik güçleri bu yöntemle Marmaris’te son bir hafta içinde çok sayıda evin soyulduğunu belirtiyor.
Yüzde 80’i Evini Değiştiriyor
Türkiye’deki hırsızlık girişimlerinin önemli bir kısmının hane halkı evdeyken gerçekleştiğini ve bunun da büyük travmalara yol açtığını söyleyen Pronet Genel Müdürü Metin Kastro, “En kötüsü de hırsızlığın gece, hane halkı uyurken gerçekleşmesi. Ev sahibi yatağında uyurken bu sırada birisi odaya giriyor ve pantolonun cebinden cüzdanı çalıyor. Örneğin koca ya da eşi uyanıp kafayı kaldırınca, hırsız 'sen yat uyu, seninle işim yok bitirip gideceğim' diyor. Ev sahibi de mecburen korkuyla yatıp sesini çıkarmıyor. Bu aşamada cengaver çıkanlar da oluyor ama sonuçta bu büyük bir risk taşıyor. Karşınızdaki adamın ne olduğunu, neye güvendiğini bilmeden harekete geçmek, ailenizin güvenliğini tehlikeye sokuyor. O yüzden en doğrusu hırsıza bulaşmamak oluyor. Ama bunun sonucunda da büyük travmalar yaşanıyor. Bu travmayı yaşayanların yüzde 80'i de evlerini değiştiriyor" diye konuştu.
Doğru Sanılan Yanlışlar...
Yanlış: Bizim sitede 24 saat özel güvenlik var. Bizim eve hırsız giremez.
Doğrusu: Site girişinde özel güvenlik de olsa, güvenlikçiler yüzlerce kişinin girdiği sitede kimin hırsız olduğunu bilemezler. Ancak olay olduktan sonra müdahale ederler.
Yanlış: Bizim evin kapısı kasa gibi sapasağlam.
Doğrusu: Tüm kapılar açılmak üzere tasarlanmıştır. Kapıda kaldığınızda bir çilingir açıyorsa, bir hırsızın da kapınızı açma ihtimali her zaman vardır.
Yanlış: Benim sigortam var, gerek yok.
Doğrusu: Sigorta ancak bir hırsızlık sonrası zararlarınızı karşılar, hırsızlığı engellemez, üstelik canınızı korumaya almaz. Sigorta ve güvenlik sistemleri birbirinin tamamlayıcısıdır, alternatifi değil
Yanlış: Güvenlik sistemleri pahalıdır.
Doğrusu: Hayır değildir. Abonelik sistemlerine artık yüksek bedeller ödenmiyor.
Sadece 2011’de toplam 89 bin 349 evde hırsızlık vakasının yaşandığı ülkemizde, hırsızlar akla gelmedik yöntemlerle sadece sıradan konutları değil, güvenlik elemanlarıyla korunan siteleri dahi tehdit ediyor. Özellikle ihmal ve doğru sanılan yanlışlar nedeniyle yaşanan ve ev sahiplerinin travmalar yaşamasına neden olan soygunların önüne geçilmesinde en önemli görev ise yine ev sahiplerine düşüyor. Güvenlik şirketi Pronet, güvenlikte doğru sanılan yanlışlar konusunda toplumu bilinçlendirerek ihmallerin önüne geçmenin ve böylece daha güvenli bir yuvaya sahip olmanın mümkün olduğuna dikkat çekiyor.
Yumurtayla Ev Soyuyorlar
Hırsızlar ev sahiplerini her gün yeni bir yöntemle tehdit ediyor. Soyguncuların son olarak geliştirdiği yöntem, evlere yumurta atmak. Hırsızlar yumurtayı ev sahibinin görebileceği bir noktaya atıyor ve bir süre beklemeye başlıyor. Yumurta artıklarının birkaç gün boyunca temizlenmediğini gören hırsızlar, evde kimse olmadığını düşünüp evlere giriyor. Güvenlik güçleri bu yöntemle Marmaris’te son bir hafta içinde çok sayıda evin soyulduğunu belirtiyor.
Yüzde 80’i Evini Değiştiriyor
Türkiye’deki hırsızlık girişimlerinin önemli bir kısmının hane halkı evdeyken gerçekleştiğini ve bunun da büyük travmalara yol açtığını söyleyen Pronet Genel Müdürü Metin Kastro, “En kötüsü de hırsızlığın gece, hane halkı uyurken gerçekleşmesi. Ev sahibi yatağında uyurken bu sırada birisi odaya giriyor ve pantolonun cebinden cüzdanı çalıyor. Örneğin koca ya da eşi uyanıp kafayı kaldırınca, hırsız 'sen yat uyu, seninle işim yok bitirip gideceğim' diyor. Ev sahibi de mecburen korkuyla yatıp sesini çıkarmıyor. Bu aşamada cengaver çıkanlar da oluyor ama sonuçta bu büyük bir risk taşıyor. Karşınızdaki adamın ne olduğunu, neye güvendiğini bilmeden harekete geçmek, ailenizin güvenliğini tehlikeye sokuyor. O yüzden en doğrusu hırsıza bulaşmamak oluyor. Ama bunun sonucunda da büyük travmalar yaşanıyor. Bu travmayı yaşayanların yüzde 80'i de evlerini değiştiriyor" diye konuştu.
Doğru Sanılan Yanlışlar...
Yanlış: Bizim sitede 24 saat özel güvenlik var. Bizim eve hırsız giremez.
Doğrusu: Site girişinde özel güvenlik de olsa, güvenlikçiler yüzlerce kişinin girdiği sitede kimin hırsız olduğunu bilemezler. Ancak olay olduktan sonra müdahale ederler.
Yanlış: Bizim evin kapısı kasa gibi sapasağlam.
Doğrusu: Tüm kapılar açılmak üzere tasarlanmıştır. Kapıda kaldığınızda bir çilingir açıyorsa, bir hırsızın da kapınızı açma ihtimali her zaman vardır.
Yanlış: Benim sigortam var, gerek yok.
Doğrusu: Sigorta ancak bir hırsızlık sonrası zararlarınızı karşılar, hırsızlığı engellemez, üstelik canınızı korumaya almaz. Sigorta ve güvenlik sistemleri birbirinin tamamlayıcısıdır, alternatifi değil
Yanlış: Güvenlik sistemleri pahalıdır.
Doğrusu: Hayır değildir. Abonelik sistemlerine artık yüksek bedeller ödenmiyor.
Hiç yorum yok :
Yorum Gönder