Ekonomik kriz ruh sağlığımızı da bozuyor! Açıklamalara göre işsizliğe bağlı ruhsal sorunlar ikiye katlanıyor. Türkiye Psikiyatri Derneği, Sağlık Bakanlığı’nı ve ilgili tüm kurumları acil önlem almaya çağırıyor.
15-18 Nisan tarihlerinde Antalya’da gerçekleştirilen 13. Türkiye Psikiyatri Derneği Yıllık Toplantısı ve Bahar Sempozyumu’nda ruh sağlığına dair bütün konular masaya yatırıldı. Güncel konularda yapılan 13 panel, 3 kurs, 14 çalışma grubu toplantısı’ndan oluşan yoğun bilimsel programı 500’ün üzerinde katılımcı takip etti.
Ekonomik kriz, ilaç kullanımının artışı ve diğer ruh sağlığına yönelik güncel konular tartışıldığı sempozyum kapsamında yapılan basın toplantısında söz alan Türkiye Psikiyatri Derneği MYK Üyesi Doç Dr. Burhanettin Kaya, “15 Nisan 2009 tarihinde TUİK tarafından açıklanan rakamlar işsizlik oranlarının ürkütücü bir düzeye ulaştığını gösteriyor. Aralık ayında işsizlik oranlarının ortalaması yüzde 13.6 ile rekor düzeye çıkmış ve basında yoğun bir biçimde tartışılmıştı. Kayıtlı işsiz sayısının 3.2 milyona ulaştığı, Türkiye’nin işsizlikte dünya dördüncüsü olarak tarihteki yerini aldığının altı çizilmişti. Bu verilere göre kent işsizliği 15.4’e ulaşırken, tarımda bu oran yüzde 27.3 olmuştu. Asıl dramatik tablo genç nüfustaydı. 18.7 olan genç işsizliği yaklaşık 7 puan artarak yüzde 25.6’ya çıkmıştı. İşsizlerin büyük oranının da son 6 ayda işini yitirenler oluşturduğunu biliyoruz” diye konuştu.
Bugün Tablo Daha da Ürkütücü
Açıklanan rakamların durumun daha ürkütücü, acı verici olduğunu gösterdiğini vurgulayan Doç Dr. Kaya, “Geçen yılın ocak ayında yüzde 11.6 olan resmi işsizlik oranı, bu yılın ocak ayında yüzde 15.5'e ulaşmış durumdadır. TUİK’in açıkladığı bu rakamlar rekorun kırılmaya devam edeceği izlenimi veriyor. 3 milyon 650 bin kişi yeni işsizler ordusunu oluşturuyor. Bu genç nüfusta ve kent nüfusundaki işsizlik oranlarının daha da arttığını gösteriyor. Kentlerdeki işsizlik oranının yüzde 13'ten yüzde 17.2'ye çıktığını, kayıt dışı çalışmanın da arttığını, yüzde 40’ları aştığını görüyoruz. Ayrıca var olan istihdam biçiminin ucuz emek sömürüsünü içeren güvencesiz bir çalışma biçimine dönüştüğünü, bunun artarak süreceğini gösteriyor. Özellikle üretken dönemdeki genç işsizliğin artışı çok ürkütücüdür. Bu artış yeniden iş bulacağına ilişkin umutlarının yitirenlerin sayısını daha artıracaktır” dedi.
Eşleri İşşiz Olan Kadınlar da Depresyona Giriyor
Doç. Dr. Burhanettin Kaya, tüm bu verilerin işsizliğe bağlı ruhsal sorunların da giderek artacağını, ikiye katlanacağını gösterdiğini vurguladı. Doç Dr. Kaya, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bu verilerden depresyon ve anksiyete bozukluklarının yaygınlığının artacağını, davranış sorunlarının ortaya çıkacağını, insanların yaşadıkları sıkıntı ile başa çıkabilmek için alkol ve madde kullanımına yöneleceğini, öfkenin dışa vurumu ile ilgili sorunların artacağını, her ortamda şiddet davranışlarının ortaya çıkma riskinin artacağını söyleyebiliriz. Çalışabilecek durumdayken çalışamamak, çalışırken işini kaybetmek ya da çalışma sırasında olumsuz deneyimlere maruz kalmak hem doğrudan hem de dolaylı karmaşık mekanizmalarla uzun süreli stres yanıtının ortaya çıkmasına yol açarak akıl ve ruh sağlığını derinden etkileyen, bozan bir etkendir İşsizliğin ruh sağlığı üzerindeki olumsuz etkilerinin genel olarak iş kaybından hemen sonraki ilk dönemde hızla arttığı bilinmektedir” diye sözlerini devam etti. Eşleri işsiz olan kadınlarda da depresyon geliştirme riskinin daha da artmakta olduğunu ifade eden Doç. Dr. Kaya, “Yaşanan bu süreç aile ilişkilerini, ebeveyn çocuk ilişkisini bozarak, çocukların ruhsal gelişimleri üzerinde iz bırakma riskini içermekte, bu etki gücünü taşımaktadır. Ayrıca halen işini sürdürenlerin artan işsizliğe bağlı iş yükünün artacağını, güvencesiz, güvensiz ve riskli çalışmanın süreceğini, yıldırmayı da içeren işyerinde baskı ve şiddetin artacağını belirtmeliyiz. Her an işin kaybetme beklentisinin yarattığı kayıp ve onun bireyin üretken gücünde yaratacağı bozulma ise aynı derecede önemli başka bir tartışma alanıdır.”
Acilen Alınması Talep Edilen Önlemler
Türkiye Psikiyatri Derneği adına açıklama yapan Genel Başkan Dr. Şeref Özer ise, Aralık ayından bu yana yaşanan krizin ortaya çıkardığı işsizliğin yaratacağı ruhsal sorunlar ile ilgili olarak Sağlık Bakanlığı’nı ve ilgili tüm kurumları uyardıklarını ve uyarmaya da devam edeceklerini vurguladı. Ancak tüm uyarılarına karşın bugüne dek ilgili kurumlardan bu yönde bir girişim olmadığını üzülerek gördüklerini belirten Dr. Özer, “Sorunların daha acı sonuçlara yol açmadan çözülmesine adım atmak daha önce de vurguladığımız önerilerin gecikmeden yaşama geçirilmesi ile başlayacaktır. Kapitalizmin yaşadığı bu finansal krizin yaratıcısı olan sermayenin değil, bu krizin mağduru olan çalışanların, üretenlerin, işini kaybedenlerin, halkın gereksinimlerini karşılayan, sıkıntılarını ortadan kaldıran çözümlere imza atılmalıdır” dedi.
Dr, Özer, çözüm önerilerini ise şöyle sıraladı:
1. İşsizlik ve yoksullukla mücadelede ciddi ve etkili politikalar geliştirilmeli ve hızla yaşama geçirilmelidir.
2. İssizlik yardımının miktarı artırılmalıdır, kapsamı genişletilmeli ve süresi uzatılmalıdır .
3. Sağlık hizmetleri ve ruh sağlığı hizmetleri ücretsiz ve kolay ulaşılabilir olmalı, işsizlerin sağlık hizmetlerimden ücretsiz ve herhangi bir katkı payı ödemeksizin yararlanmaları sağlanmalıdır.
4. Özellikle işsiz kesimdeki ailelerin temel yaşam gereksinimleri sağlanmalı, çocukları beslenme, vitamin desteği, viral ve enfeksiyon hastalıkları açısından düzenli aralıklarla ve tamamen ücretsiz olarak izlenmeleri ve gerekli tedavi ve beslenmeleri olanaklı kılınmalıdır.
5. Çalışan kesimlerden her türlü sağlık hizmetlerinden alınan katkı payları ve ilaç yüzdeleri kaldırılmalıdır.
6. Her düzeyde eğitim kurumlarında/okullarda ruhsal ve bedensel rahatsızlıklara karşı eğitim programları hazırlanmalıdır.
7. Risk gruplarına yönelik, görsel ve yazılı kitle iletişim aralarının da etkin olarak kullandığı eğitimlere ağırlık verilmeli, yaygınlık kazandırılmalıdır.
8. Altını çizmek istediğimiz en önemli çözüm yollarından biri işsizlere yönelik Sağlık Bakanlığı ve diğer sağlık kurumları kapsamında oluşturulmuş, ücretsiz, ulaşılabilir ve gereksinimleri karşılayacak nitelikte ruhsal destek üniteleri kurulmasıdır. Bu gecikmeden yaşama geçirilmelidir.
İşsizlere Ruhsal Destek Projesi
Türkiye Psikiyatri Derneği teğet geçtiği sanılan ama on ikiden vurduğu her geçen gün daha da anlaşılan krizin yarattığı etkileri göstermek, bu konuya yöneticilerin, ilgili tüm kurum ve kuruluşların ve kamuoyunun dikkatini çekmek amacıyla “Krize Ruhsal Destek” sloganıyla iki günlük bir sosyal sorumluluk projesini yaşama geçirmek amacında ve hazırlığında. Dernek MYK Üyesi Doç. Dr. Burhanettin Kaya, bu çalışma kapsamında işsizliğin yoğun olduğu, işsizlerin sayısını her geçen gün arttığı, krizden en çok etkilenmiş olan bölgelerde, öncelikli olarak bir kentsel alanda iki günlük bir etkinlik düzenlenmesi planladıklarını açıkladı. Doç. Dr. Kaya, “TPD Bölge halkı, işsizleri, risk grupları, kriz mağduru işsiz ve yoksullarla yoğun biçimde karşılaşan sağlık çalışanlarını kapsayan kapsamlı bir eğitim programı gerçekleştirecek, bilimsel etkinlikler düzenleyecek, eş zamanlı olarak 1,5 gün süreyle işsizlere TPD üyelerinin gönüllü katılımı ve başta “Halk Sağlığı” olmak üzere farklı disiplinlerin işbirliğiyle işsizlere 'Ruhsal danışma ve destek' verecek, ruhsal yardıma gereksinimi olanların sağlık birimlerine ulaşmasına çalışacaktır” dedi.
15-18 Nisan tarihlerinde Antalya’da gerçekleştirilen 13. Türkiye Psikiyatri Derneği Yıllık Toplantısı ve Bahar Sempozyumu’nda ruh sağlığına dair bütün konular masaya yatırıldı. Güncel konularda yapılan 13 panel, 3 kurs, 14 çalışma grubu toplantısı’ndan oluşan yoğun bilimsel programı 500’ün üzerinde katılımcı takip etti.
Ekonomik kriz, ilaç kullanımının artışı ve diğer ruh sağlığına yönelik güncel konular tartışıldığı sempozyum kapsamında yapılan basın toplantısında söz alan Türkiye Psikiyatri Derneği MYK Üyesi Doç Dr. Burhanettin Kaya, “15 Nisan 2009 tarihinde TUİK tarafından açıklanan rakamlar işsizlik oranlarının ürkütücü bir düzeye ulaştığını gösteriyor. Aralık ayında işsizlik oranlarının ortalaması yüzde 13.6 ile rekor düzeye çıkmış ve basında yoğun bir biçimde tartışılmıştı. Kayıtlı işsiz sayısının 3.2 milyona ulaştığı, Türkiye’nin işsizlikte dünya dördüncüsü olarak tarihteki yerini aldığının altı çizilmişti. Bu verilere göre kent işsizliği 15.4’e ulaşırken, tarımda bu oran yüzde 27.3 olmuştu. Asıl dramatik tablo genç nüfustaydı. 18.7 olan genç işsizliği yaklaşık 7 puan artarak yüzde 25.6’ya çıkmıştı. İşsizlerin büyük oranının da son 6 ayda işini yitirenler oluşturduğunu biliyoruz” diye konuştu.
Bugün Tablo Daha da Ürkütücü
Açıklanan rakamların durumun daha ürkütücü, acı verici olduğunu gösterdiğini vurgulayan Doç Dr. Kaya, “Geçen yılın ocak ayında yüzde 11.6 olan resmi işsizlik oranı, bu yılın ocak ayında yüzde 15.5'e ulaşmış durumdadır. TUİK’in açıkladığı bu rakamlar rekorun kırılmaya devam edeceği izlenimi veriyor. 3 milyon 650 bin kişi yeni işsizler ordusunu oluşturuyor. Bu genç nüfusta ve kent nüfusundaki işsizlik oranlarının daha da arttığını gösteriyor. Kentlerdeki işsizlik oranının yüzde 13'ten yüzde 17.2'ye çıktığını, kayıt dışı çalışmanın da arttığını, yüzde 40’ları aştığını görüyoruz. Ayrıca var olan istihdam biçiminin ucuz emek sömürüsünü içeren güvencesiz bir çalışma biçimine dönüştüğünü, bunun artarak süreceğini gösteriyor. Özellikle üretken dönemdeki genç işsizliğin artışı çok ürkütücüdür. Bu artış yeniden iş bulacağına ilişkin umutlarının yitirenlerin sayısını daha artıracaktır” dedi.
Eşleri İşşiz Olan Kadınlar da Depresyona Giriyor
Doç. Dr. Burhanettin Kaya, tüm bu verilerin işsizliğe bağlı ruhsal sorunların da giderek artacağını, ikiye katlanacağını gösterdiğini vurguladı. Doç Dr. Kaya, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bu verilerden depresyon ve anksiyete bozukluklarının yaygınlığının artacağını, davranış sorunlarının ortaya çıkacağını, insanların yaşadıkları sıkıntı ile başa çıkabilmek için alkol ve madde kullanımına yöneleceğini, öfkenin dışa vurumu ile ilgili sorunların artacağını, her ortamda şiddet davranışlarının ortaya çıkma riskinin artacağını söyleyebiliriz. Çalışabilecek durumdayken çalışamamak, çalışırken işini kaybetmek ya da çalışma sırasında olumsuz deneyimlere maruz kalmak hem doğrudan hem de dolaylı karmaşık mekanizmalarla uzun süreli stres yanıtının ortaya çıkmasına yol açarak akıl ve ruh sağlığını derinden etkileyen, bozan bir etkendir İşsizliğin ruh sağlığı üzerindeki olumsuz etkilerinin genel olarak iş kaybından hemen sonraki ilk dönemde hızla arttığı bilinmektedir” diye sözlerini devam etti. Eşleri işsiz olan kadınlarda da depresyon geliştirme riskinin daha da artmakta olduğunu ifade eden Doç. Dr. Kaya, “Yaşanan bu süreç aile ilişkilerini, ebeveyn çocuk ilişkisini bozarak, çocukların ruhsal gelişimleri üzerinde iz bırakma riskini içermekte, bu etki gücünü taşımaktadır. Ayrıca halen işini sürdürenlerin artan işsizliğe bağlı iş yükünün artacağını, güvencesiz, güvensiz ve riskli çalışmanın süreceğini, yıldırmayı da içeren işyerinde baskı ve şiddetin artacağını belirtmeliyiz. Her an işin kaybetme beklentisinin yarattığı kayıp ve onun bireyin üretken gücünde yaratacağı bozulma ise aynı derecede önemli başka bir tartışma alanıdır.”
Acilen Alınması Talep Edilen Önlemler
Türkiye Psikiyatri Derneği adına açıklama yapan Genel Başkan Dr. Şeref Özer ise, Aralık ayından bu yana yaşanan krizin ortaya çıkardığı işsizliğin yaratacağı ruhsal sorunlar ile ilgili olarak Sağlık Bakanlığı’nı ve ilgili tüm kurumları uyardıklarını ve uyarmaya da devam edeceklerini vurguladı. Ancak tüm uyarılarına karşın bugüne dek ilgili kurumlardan bu yönde bir girişim olmadığını üzülerek gördüklerini belirten Dr. Özer, “Sorunların daha acı sonuçlara yol açmadan çözülmesine adım atmak daha önce de vurguladığımız önerilerin gecikmeden yaşama geçirilmesi ile başlayacaktır. Kapitalizmin yaşadığı bu finansal krizin yaratıcısı olan sermayenin değil, bu krizin mağduru olan çalışanların, üretenlerin, işini kaybedenlerin, halkın gereksinimlerini karşılayan, sıkıntılarını ortadan kaldıran çözümlere imza atılmalıdır” dedi.
Dr, Özer, çözüm önerilerini ise şöyle sıraladı:
1. İşsizlik ve yoksullukla mücadelede ciddi ve etkili politikalar geliştirilmeli ve hızla yaşama geçirilmelidir.
2. İssizlik yardımının miktarı artırılmalıdır, kapsamı genişletilmeli ve süresi uzatılmalıdır .
3. Sağlık hizmetleri ve ruh sağlığı hizmetleri ücretsiz ve kolay ulaşılabilir olmalı, işsizlerin sağlık hizmetlerimden ücretsiz ve herhangi bir katkı payı ödemeksizin yararlanmaları sağlanmalıdır.
4. Özellikle işsiz kesimdeki ailelerin temel yaşam gereksinimleri sağlanmalı, çocukları beslenme, vitamin desteği, viral ve enfeksiyon hastalıkları açısından düzenli aralıklarla ve tamamen ücretsiz olarak izlenmeleri ve gerekli tedavi ve beslenmeleri olanaklı kılınmalıdır.
5. Çalışan kesimlerden her türlü sağlık hizmetlerinden alınan katkı payları ve ilaç yüzdeleri kaldırılmalıdır.
6. Her düzeyde eğitim kurumlarında/okullarda ruhsal ve bedensel rahatsızlıklara karşı eğitim programları hazırlanmalıdır.
7. Risk gruplarına yönelik, görsel ve yazılı kitle iletişim aralarının da etkin olarak kullandığı eğitimlere ağırlık verilmeli, yaygınlık kazandırılmalıdır.
8. Altını çizmek istediğimiz en önemli çözüm yollarından biri işsizlere yönelik Sağlık Bakanlığı ve diğer sağlık kurumları kapsamında oluşturulmuş, ücretsiz, ulaşılabilir ve gereksinimleri karşılayacak nitelikte ruhsal destek üniteleri kurulmasıdır. Bu gecikmeden yaşama geçirilmelidir.
İşsizlere Ruhsal Destek Projesi
Türkiye Psikiyatri Derneği teğet geçtiği sanılan ama on ikiden vurduğu her geçen gün daha da anlaşılan krizin yarattığı etkileri göstermek, bu konuya yöneticilerin, ilgili tüm kurum ve kuruluşların ve kamuoyunun dikkatini çekmek amacıyla “Krize Ruhsal Destek” sloganıyla iki günlük bir sosyal sorumluluk projesini yaşama geçirmek amacında ve hazırlığında. Dernek MYK Üyesi Doç. Dr. Burhanettin Kaya, bu çalışma kapsamında işsizliğin yoğun olduğu, işsizlerin sayısını her geçen gün arttığı, krizden en çok etkilenmiş olan bölgelerde, öncelikli olarak bir kentsel alanda iki günlük bir etkinlik düzenlenmesi planladıklarını açıkladı. Doç. Dr. Kaya, “TPD Bölge halkı, işsizleri, risk grupları, kriz mağduru işsiz ve yoksullarla yoğun biçimde karşılaşan sağlık çalışanlarını kapsayan kapsamlı bir eğitim programı gerçekleştirecek, bilimsel etkinlikler düzenleyecek, eş zamanlı olarak 1,5 gün süreyle işsizlere TPD üyelerinin gönüllü katılımı ve başta “Halk Sağlığı” olmak üzere farklı disiplinlerin işbirliğiyle işsizlere 'Ruhsal danışma ve destek' verecek, ruhsal yardıma gereksinimi olanların sağlık birimlerine ulaşmasına çalışacaktır” dedi.
Hiç yorum yok :
Yorum Gönder